1 Haziran 2017 Perşembe

Davranışsal Çalışan Gruplaması

                  Davranışsal Çalışan Grupları

Sen Hangi Gruptasın?


   Hayatımız boyunca yaklaşık yüz bin saati, yani; gözlerimizin açık olduğu, uyku dışı zamanın çoğunu iş yerlerimizde geçiriyoruz. Bu nedenle, iş hayatımızda karşı karşıya kaldığımız yönetim modelleri, hepimizin hayatında son derece kritik bir öneme sahip. Daha önce pek çok postumda, etkili yönetim modellerini kaleme almıştım. Bu sefer madalyonun diğer tarafına değinmek istiyorum. Yani, karşı karşıya kaldığımız yönetim stratejileri ve modelleri karşısında, bir çalışan olarak takındığımız tavırlar!

   Elbette her birey, sahip olduğu kişilik doğrultusunda, yaşadığı her olay karşısında farklı bir tavır takınacaktır. Ancak, olayların ve doğurduğu sonuçların benzerliklerden yola çıkarak bir gruplama yapmak, resmin bütününü görebilmek adına oldukça önemliydi. Ben de oturup; bu zamana kadar gördüğüm, gözlemlediğim, yaşadığım, başkalarının anlattığı, yazılan, okuduğum, dinlediğim her bir olaydan yola çıktım ve netice itibari ile çalışanların yönetim modellerine olan tepkilerini, 4 temel gruba indirgemeyi başardım. Her biri tanıdık ve de içimizden...

1. Güce ve Etkileyiciliğe İhtiyacı olanlar



   Bu grup, çalışma hayatı içerisindeki her türlü güç gösterisine hayrandır. Tıpkı bir ışık etrafında, hayranlıkla uçuşan pervaneler gibi... Bu gruba etki etmek isteyen bir yöneticinin; eğer grubun özelliğini de keşfetmiş ise, işi oldukça kolaydır. Çünkü bu gruba dahil insanlar görüşlerini; kendilerini etkileyen güvenilir bir liderin ya da rol modelin yönlendirmesi doğrultusunda, oldukça çabuk değiştirebilirler.

   ''Etkili birini örnek almak'' sorunlar karşısında gösterdikleri en temel çözüm üretme yöntemidir. Birbirleri ile iletişimleri, etkileyicilik faktörünün daha fazla olması nedeniyle, büyük ölçüde yüz yüze ve aracısızdır. Bu gruba ait insanların yoğunlukta olduğu bir işletmede, yönetimsel kararlar hızlı alınır. Bunun öncelikli sebebi, yönetici otoritesine duyulan ihtiyaç ve güvendir. Otoriter-etkileyici-insana değer veren bir liderin öncülüğünde başarılı olmaları kaçınılmazdır ancak, otoriter-etkileyici-insani değerleri ikinci plana atan bir liderin varlığı söz konusu ise; içinde bulunduğu durumdan hayli şikayetçi, yıpranmış ve verimsiz bir ekibe dönüşmeleri an meselesidir.

2. Görevciler



   Bu gruba dahil olan bireyler için ''kalıplaşmış çalışanlar'' da demek mümkün aslında. Çünkü bu insanlar, yönetici kim olursa olsun ya da yönetim modeli ne olursa olsun ilgilenmez yalnızca kendilerine verilen görevi yerine getirirler. Renkli bir kişiliğe sahip, yaratıcı, tabuları yıkmaya çalışan kişiliklerin bu grup içerisinde barınması neredeyse imkansızdır. Tüm görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiklerinde, kendilerine özel ayrı bir çalışma odası, harcama yetkisi, görevde yükselme gibi klasik bir ödüllendirme beklerler. Tüm gruplar içerisinde ismi; büyüklük, uyum, denetim  ve bürokrasi kavramları ile aynı cümlede en fazla kullanılan gruptur. Sizi bilemem ama bana ''memur'' kavramını çağrıştırdığı kesin!


3.Uzmanlar



   Bu gruba bayılıyorum!!

   ''Beni yönetmek istiyorsan, önce stratejinin doğru olduğuna beni ikna et!'' cümlesini bir nevi motto haline getirmiş çalışanlardan oluşan bu grup için; bir yönetim modelinin sorunsuz işlemesi, mantık sınırları içerisinde ''kabul edilebilir'' olmasına bağlıdır. İstediğiniz kadar etkileyici olun, eğer söylediğiniz şey; akla- mantığa ve onların değer yargılarına aykırı ise bu insanları yönetebilmeniz neredeyse imkansızdır!

  Soru sorma, sorgulama, akıl danışma, analiz etme, beyin fırtınası, değişim... bu insanlar için olmazsa olmaz kavramlardır. Duyduklarına hemen inanmaz, öğrenmek için her zaman araştırma yolunu tercih ederler. Bu sebeple en etkili çözüm yöntemleri de; ''HIZLI BİR ŞEKİLDE VERİ TOPLAMAK-ANALİZ ETMEK ve YORUMLAMAK'' tır.  Bir üst sırada özelliklerini anlattığım grupla yani görevciler ile taban tabana zıt düşerler. Eğer bir şirket içerisinde bu iki gruba ait bireyler, eşit sayılarda, bir arada çalışıyorsa eyvah ki ne eyvah...

Sanırım %90, bu grubun içerisinde yer alıyorum. %10 mu? Bir sonraki gruba geçebilirsiniz..

4. İşine Gelirse'ciler



   Bu grup, tamamen kendi yetenekleri tarafından yönetilmeyi tercih eder. Yine kendi yetenekleri dışında her hangi bir yöneticiye de ihtiyaç duymazlar. Onlar için yönetici sadece sembolik bir işletme geleneğidir. Onlar, patron tanımazlar ancak bir birleri ile muazzam bir işbirliği içerisindedirler. Bunun bilincindeki zeki bir yönetici; bu insanlara otoriter bir şekilde yaklaşmak yerine onlardan, kendisi için yaratıcı önerilerde bulunmasını, etkili çözümler üretmesini talep eder. Sonucunda ise; mutlak kazanç sağlar. Çünkü bu gruba dahil bireyler, özgür düşünce ve üretim ortamı bulduklarında, başarı onlar için bir ihtimali değil, kesinliği ifade eder. Aradıkları ortam kendilerine sağlanmadığında ne mi olur? ''İŞİNİZE GELİRSE....''. Kesinlikle abartmıyorum! Fikirlerine saygı duyulmadığı taktirde arkalarına bile bakmadan çekip gideceklerdir. Kaldı ki bu insanlar, kendilerini geliştirme imkanı bulamadığı şirketleri; sonunu bildikleri bir film gibi değerlendir ve hiç bir kuvvet onları, sonunu bildikleri bir filmin sonuna kadar salonda tutamaz!

   Naçizane, son bir değerlendirmem olacak;

   Bir çalışanın kişiliği gereği, %100'lük bir oran ile son gruba dahil olması oldukça tehlikeli ve dengesiz olacaktır. Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; siz kendinizi hangi gruba dahil hissediyorsunuz bilemem ama eğer cevabınız, ilk üç gruptan biri ise; kendinize olan saygınızı korumak adına en azından %10'luk bir parçanızı son gruba ayırın... Cesaret istediği doğru ancak keyifli olduğuna da emin olabilirsiniz!!

   Belki de sizler, benim dört temel grubuma çok daha fazlasını ekleyecek hatta belki, grup sayısını ikiye katlayacaksınız. Kim bilir? Bu tamamen sizin, kişileri ve durumları değerlendirme biçiminize kalmış. Ben yalnızca sizler için, araştırılması gereken bir alanın kapılarını araladım... Kapıyı ne kadar açacağınızı, merakınıza bırakıyorum.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder