11 Kasım 2015 Çarşamba

        Memnuniyetsizlik Fısıltısı

Son zamanlarda kurumların başı, kurumsal imajlarını oldukça olumsuz etkileyen bir durumla belada; "memnuniyetsizlik fısıltısı". Nedir bu memnuniyetsizlik fısıltısı? Nereden gelir? Kaynağı nedir? Küçük bir hikaye ile açıklayalım;

Zamanın birinde, küçük huzurlu bir ülkede, koylülerin yetiştirdikleri çiçekleri köylülerden toplayarak, saray soylularına satıp geçimini sağlayan yaşlı bir bilge adam yaşarmış. Kimsenin hakkını yemez, kimsenin çiçegini begenmemezlik etmez, emeğe her zaman saygı duyarmış. Yaşlı bilgeye satması için çiçek yetiştiren köylülerin her biri, farklı bir çiçek yetiştirir, satılan çiçeklerden ise aynı miktarda altın kazanırmış. Bir gün, gül yetiştirerek bilgeye satan hin köylulerden biri, bilge adamın sattığı gül haricindeki çicekleri kötüleyerek, soyluların bu çicekleri istemesini önleyeceğini böylelikle bilge adamın kendisinden daha fazla gül alacağını düşünmüş.  Başlamış papatyaların nasıl kötü koktuğunu, yaseminlerin renklerinin solgun olduğunu, nergislerin nasıl bakımsız olduğunu heryerde anlatmaya... biraz zaman geçmiş, gerçekten de soylular diğer çicekleri beğenmez olmuş. Yalnızca güller satılıyor, bilge adam ise yalnızca gül yetiştiren köylüye altın verebiliyormuş. Bizim hin köylü şuursuzca diğer köylülerin yetiştirdiği ve bilge adamın satmaya çalıştığı çicekleri kötülemeye devam etmiş. Bir süre sonra hiç ummadığı bir şey olmuş! Soylular, tüm çiceklerinin kötü olduğunu düşündukleri bilge adamın güllerininde muhakkak kötü kokacağına ve bakımsız olacağına inanmaya başlamışlar ve artık güllerinde yüzüne bakmaz olmuşlar. Bizim köylü başını taşlara vurmuş vurmasına ama olan olmuş bir kere, kendi dili ile önce diğer köylülerin kazancını sonra da kendi kazancını engellemiş, emeklerin ziyan olmasına neden olmuş...

İşte "memnuniyetsizlik fısıltısı" denen şey tam olarak bizim hin köylünün takındığı nahoş tavrı ifade etmektedir. Kurum içerisinde sürekli bir şeylerden şikayetçi olan, kurum dışında memnuniyetsizliğini sürekli olarak dile getiren, azimle çalışmak isteyen insanların,hevesini kıran, kurum.imajını zedeleyen insanların kurum hakkında hiç bir dayanak olmaksızın, fısıldadıkları her şey bu kavrama kaynaklık etmektedir. Burada hin köylülerin yani bizim fısıltıcıların unuttuğu bir şey var tabi... Kötü bir kurumda çalıştığını ifade etmek aynı zamanda ben yalnızca kötü bir kurumda çalışmaya yetecek vasfa sahibim demektir. Kendi yolunu kapatmakla yetinmeyen, bununla birlikte başkalarının inancını da yıkan ve kurum imajını zedeleyen bu insanlari kendi vicdanları ile başbaşa bırakıyor ve iyi haftalar diliyorum...