18 Nisan 2016 Pazartesi

Bir IK'cı Kolay Yetişmiyor

              BİR İK'CI KOLAY YETİŞMİYOR!

   Son zamanlarda kafamı nereye çevirsem, bir meslek danışmanı görüyor, elimi sallasam 50 İk'cıya çarpıyorum. Garip... Evet garipsiyorum çünkü bir İK'cı kolay yetişmiyor. Hele öyle 3 ay 5 ay deneyim, iki üç cv inceleme ile İnsan kaynakları yönetimi konusunda nirvanaya falan çıkılmıyor arkadaşım! Dur sana biraz özetleyeyim;

   Önce ne olmak istediğine emin olacaksın! ''amaaan hiç bir şey olamazsam, girerim iktisadi bilimler fakültesinin bir bölümüne sonrada bitirip insan kaynakları uzmanı olurum ohhh miss'' değil durum. Üniversite kapısını aralamadan önce '' ben çalışma hayatı içerisindeki en önemli kaynağı yani İnsanı sosyal, yasal, maddi ve manevi olarak yönetebilirim'' diyeceksin!  Ardından çalışma psikolojisini öğreneceksin, toplam kalite yönetiminin sınırlarında dolaşacak, anayasa hukuku, borçlar kanunu, şirketler hukuku, ticaret hukuku yollarında düşe kalka yürüyeceksin. 4857 İş Hukuku ile yatıp 5510 sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanunu ile kalkacaksın. ILO'nun tüm organlarını tanıyacak, Yönetime katılma, sosyal diyalog nedir? sorusuna, ''biz daha çooook uzağındayız'' diyebileceksin. Sendikalar hukukunun sillesini yiyecek, Fayol, Taylor, Hofstede ve weber ile tarihte kısa bir yolculuk yapacaksın. Ven tüm bunların yanında insan oğlunun sosyal bir varlık olduğunu, aklına kazıyacak, adını unutsan bile bunu asla unutmayacaksın. Sonra üniversitenin arka kapısından çıkacak, yoğun ve uzun bir iş arama evresinden geçeceksin. Onlarca ilan inceleyecek, analiz edeceksin. İlanda yer alan mesleğe ait görev tanımını arayacak, bulacak hatta tabiri caiz ise hatim edeceksin. Kanun bu çabuk değişir güzel ülkemde, sen emsallere bakacaksın. Mahkeme ne karar vermiş, neye göre karar vermiş diye merak edecek, oturup saatlerce örnek olayları ve mahkeme kararlarını okuyacaksın. Sonra aramaların nihayete erecek, sektöre hızlı ve karralı bir giriş yapacaksın. Pratiğin, teorikten ne kadar farklı olduğunu deneyimleyeceksin. Öğrenmenin yaşı hiç geçmez, sürekli okuyup, incelemeye devam edeceksin. Bir kaç başarısız işe alım gerçekleştirecek, bir kaç iş akdi feshinden sonra hüngür hüngür ağlayacaksın. İş zenginleştirme, genişletme, rotasyon derken verimlilik ve motivasyon işine de el atacaksın. Tabi eğitim ve performans değerlendirme de senin asli görevlerinden olacak. Takım tutar gibi personel tutmayacak, tarafsızlığı öğreneceksin. Özlük Dosyaları derya deniz... içinde kaybolacaksın ama asla bu dosyaları güncellemeyi unutmayacaksın. Personeline yakın olacaksın, onların hakkını iyi bilecek, haksızlık karşısında dimdik duracaksın. Fakaaaat, İşverenin de en az işçi kadar, yasal hakkı bulunduğunu bilecek ve onu da anlayabilecek kadar iyi empati kuracaksın.... yani yapacaksın da yapacaksın....



   Haydi diyelim ki sen, tüm bu aşamaları atladın ve zembille İK'cı oluverdin. O zaman ne olucak? işte o zaman hem sana, hem çalışma hayatına hemde güzelim mesleğe geçmiş olacak!!!