13 Aralık 2016 Salı

BİLGİ İHTİYAÇTIR; Çalışma Sürelerinin Düzenlenmesi


BİLGİ İHTİYAÇTIR;


         ''ÇALIŞMA SÜRELERİNİN DÜZENLENMESİ''




   Ülkemizde yaşanan nahoş terör saldırısı nedeni ile tamamlayamadığım ''BİLGİ İHTİYAÇTIR'' ana başlıklı yazı dizime bugün kaldığım yerden - 4857 sayılı iş kanunu temel maddeler- devam edeceğim. Amacım, sizlerin de rahatlıkla 4857 sayılı iş kanuna ulaşıp okuyabileceğiniz maddeleri öyle dümdüz paylaşmak değil tabi ki bu nedenle; çalışma hayatı içerisinde aslında sıkça karşılaştığımız, bizleri çok yakından ilgilendiren bu maddelere NEDİR? ve NASIL UYGULANIR? sorularına birer cevap niteliği taşıyacak şekilde değinmeye devam edeceğim.

   Bu postumda; 4857 sayılı iş kanunumuzun 63. maddesine dayanarak ''Çalışma Sürelerinin düzenlenmesi'' konusunu bilgilerinize sunacağım. Öncelikle NEDİR? sorusunun cevabını konuşalım;


   Çalışma süresi; İşçinin çalıştırıldığı işte geçirdiği süreyi ifade etmektedir. Ara dinlenmeler ise çalışma süresi içerisinde yer almaz. Yani Günde 7,5 saat çalıştırılması gereken bir işçinin mesaisi 30 dakikalık ara dinlenmesi ile birlikte 8 saat olarak hesaplanmaktadır.

   Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok 45 saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. Haftanın iş günlerinden birinde kısmen çalışılan işyerlerinde, bu süre haftalık çalışma süresinden düşüldükten sonra, çalışılan sürenin çalışılan gün sayısına bölünmesi suretiyle günlük çalışma süreleri belirlenir. Günlük çalışma süresi her ne şekilde olursa olsun 11 saati aşamaz!

   Tarafların yazılı anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerinde haftanın çalışılan günlerine günde 11 saati aşmamak koşuluyla farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, yoğunlaştırılmış iş haftası veya haftalarından sonraki dönemde işçinin daha az sürelerle çalıştırılması suretiyle, toplam çalışma süresi, çalışması gereken toplam normal süreyi geçmeyecek şekilde denkleştirilir. Denkleştirme iki aylık süre içinde tamamlanacak, bu süre toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilecektir. Bu sürenin sonunda uygulamaya devam edilmeyecektir!

Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine 4857 sayılı İş Kanunu, iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile öngörülen yasal izinleri dışında izin verilmesi hallerinde, işçinin çalışmadığı bu sürelerin telafisi için işçiye yaptırılacak çalışma, telafi çalışmasıdır. Telafi çalışması yaptıracak işveren; bu çalışmanın 4857 sayılı İş Kanununun 64 üncü maddesinde sayılan nedenlerden hangisine dayandığını açık olarak belirtmek, hangi tarihte çalışmaya başlanacağını, ilgili işçilere bildirmek zorundadır.Telafi çalışması, kaynağını oluşturan zorunlu nedenin ortadan kalkması ve işyerinin normal çalışma dönemine başlamasını takip eden 2 ay içerisinde yaptırılır. Telafi çalışması, günlük en çok çalışma süresi olan 11 saati aşmamak koşulu ile günde 3 saatten fazla olamaz. Telafi çalışması, tatil günlerinde yaptırılamaz!!! Burayı özellikle vurgulamak istememin nedeni; kimi işverenlerin, Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde  çalıştıramadığı işçileri, bireylerin hafta tatili olan PAZAR günleri işe çağırmasına ne yazık ki defalarca kez şahit olmamdır. Bu durum kanun hükümlerine aykırı, insan onuruna yakışır iş kavramının sınırları dışında ve hatta insan hakları ile örtüşmeyen bir davranıştır.

   Günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile dinlenme saatleri işyerlerinde işçilere uygun araçlarla duyurulur. Yapılan işlerin niteliğine göre, işin başlama ve bitiş saatleri işçiler için farklı şekilde düzenlenebilir.

    İşveren, işçilerin çalışma sürelerini uygun araçlarla*** belgelemek zorundadır!!!


Gelelim NASIL UYGULANIR? kısmına;



   Ne yazık ki günümüzde pek çok işletme için-bilhassa kurumsal düşünce yapısına sahip olmayan- çalışma sürelerinin düzenlenmesi konusunda bir takım suistimallerin varlığı görmezden gelinemez. Şunu belirtmeliyim ki hiç bir işveren sizin rızanızı almadan(yazılı bir şekilde), size fazla mesai yaptıramaz.

   Genellikle bu rıza durumu işveren tarafından, iş sözleşmesine ''İşçi gerekli durumlarda fazla mesai yapmayı peşinen kabul eder'' maddesi eklenerek halledilmiştir. Bu nedenle şayet fazla mesaiye rızanız bulunmuyor ise, iş sözleşmenizi imzalamadan önce içerisinde yer alan bu maddeyi atlamamanızda fayda var. Diyelim ki; ''gerekli durumlarda tabi ki fazla mesai yaparım'' dediniz, onayı da verdiniz. Buna rağmen işveren, sizi fazla çalıştırdığı her bir saatin ücretini size kanun hükümlerine uygun bir biçimde ödemek ZORUNDADIR. Ulusal bayram ve genel tatil günleri için de aynı durum geçerli olmaktadır.

   Bugün ülkemizde hala kaç saat çalıştığını bilmeyen insanlar var hatta ülkemiz çalışma yaşamında, yasal çalışma sürelerine uyulmaması bir alışkanlık, fazla çalışma olgusu ise neredeyse rutin bir kural! Kimi iş kollarında insan gücünün ve direncinin sınırlarını zorlar şekilde fazla çalışma yapıldığı göz ardı edilemez. Çalışma yaşamındaki bu kuralsızlığın önüne ise henüz geçilebilmiş değildir. Üstelik son zamanlarda işverenlerimiz ''ÇALIŞMA SÜRELERİNDE ESNEKLİK'' kavramı ile tanışmıştır. Tüm dünyada iş gören lehine bir uygulama olarak yürütülüyor olsa da, Ülkemizde uygulanan esnek çalışma saatlerinin; daha fazla güvencesizliğe ve kuralsızlığa sebep olduğunu belirtmek isterim. Çeşitli kariyer sitelerinde yayınlanan iş ilanlarında; ''Esnek Çalışma Saatlerine Uyabilecek'' maddesini muhakkak ki görmüşsünüzdür. Şayet bir Avrupa ülkesinde olsa idim, ilgili ilandaki esneklik maddesinden; sabah 10.00'da başlayacak olan mesaimin(kişisel tercihime bağlı olarak), günlük çalışma süresi olan 7,5 saat artı 30 dakika dinlenme süresinin dolduğu 19.00'da biteceğini anlardım. Ancak bir Türk vatandaşı olarak herkes gibi ben de bu maddeden; 09.00'da başlayan ve ne zaman biteceği kesinlikle belli olmayan uzuuunca bir mesainin kastedildiğini çok iyi biliyorum.

   Özetle; yine yine ve yine İş kanunumuzda açık ve net bir şekilde düzenlenmesine rağmen ihlale uğrayan bir hak söz konusu!

   Fazla çalıştırıldığınız her bir saat, aileniz ve sevdiklerinizle geçireceğiniz ya da kendiniz için ayıracağınız bir saatten vazgeçmektir. Yapabilir misiniz? Evet tabi ki rızanız ile yapabilirsiniz ancak rızanız dahi olsa emeğinizin karşılığını yok saymayın ve saydırmayın. İnanın vazgeçtiğiniz o bir saatin alternatif maliyeti** hayli yüksek...  Fedakarlık ettiğiniz zaman sizin özel zamanınız! İşvereninizin değil.

Her oyunun kuralı, sesi daha yüksek çıkan tarafın istekleri doğrultusunda belirlenir unutmayın;

Eğer size açıkça tanınmış bir hakkın ihlali karşısında sesiniz çıkmıyor ise korkarım; kuralsızlığın bir kural haline dönüşmesini de kabullenmeniz gerekecek!


**Alternatif Maliyet (Fırsat Maliyeti) ; iktisadi bir seçim yapılırken vazgeçilmek zorunda kalınan ikinci en iyi alternatiftir.

*** Personel takip sistemleri ya da klasik imza usulü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder