30 Ağustos 2016 Salı



                          DUYARLILIK SINAVI


     ...

   Efendiler! Artık bugün hayat ve insanlık gerekleri bütün gerçekliğiyle ortaya çıkmıştır. Bunlara karşı olan söylentiler ahlâk ve inanca uymaz. Gerçek ortaya çıkınca yalan ortadan kalkar. Boş sözler, uydurmalar kafalardan çıkmalıdır. Her türlü yükselme ve olgunlaşma yeteneği olan milletimizin, sosyal ve fikrî inkılâp adımlarını kısaltmak isteyen engeller derhal yok edilmelidir.
Efendiler! Son sözlerimi özellikle memleketimizin gençliğine yöneltmek istiyorum:

   Gençler! Cesaretimizi destekleyen ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim ve anlayış ile insanlık yüksek karakterinin, vatan sevgisinin, düşünce hürriyetinin en kıymetli örneği olacaksınız.

   Ey yükselen nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz
.
 


                                                         Mustafa kemal ATATÜRK

                (30 Ağustos 1924 Şehit Asker Anıtı’nın temel atma törenindeki konuşması) 



   Konuşmanın tamamı şüphesiz ki büyüleyici, muhteşem bir öngörünün eseri. Adeta geleceği görmüş bir zaman seyyahının kaleminden dökülmüş cümleler...  30 Ağustos; yüce Türk Milleti'nin destansı varoluş mücadelesi ve en büyük zaferidir. Bir neslin ve o nesle önderlik eden ölümsüz liderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere emanet ettiği bu muhteşem tarihin yıl dönümünü, büyük bir heyecan ile kutlayarak yazıma başlamak isterim. Ülke olarak meşakkatli bir dönemden geçtiğimiz malumunuz. Milli benliğimize, birliğimize ve bütünlüğümüze sahip çıkma gücümüzü tüm dünyaya kanıtladık elbet. Kanıtlamaya da devam ediyoruz ve ilelebet edeceğiz... 

   Şimdi benim ilgi alanımı yakından ilgilendiren bir konuya gelmek istiyorum. Özellikle bu dönemde milli birlik ve bütünlüğün desteklenmesi konusunda sözde! desteklerini esirgemeyen, sosyal medya hesapları üzerinden ''milli direnişe destek'' içerikli yayınlar paylaşan, her yeri şanlı bayrağımızla donatan ve akabinde Milli Bayramımız olan; 30 Ağustos Zafer Bayramında tüm çalışanlarının resmi tatil hakkını elinden alan üstelik, çocuklarını kutlamalara götürüp şanlı tarihimizi anlatmak yerine, canla başla çalışmak için işinin başına gelmiş çalışanlarının bayramını kutlamak adına beş dakikasını ayırmaya bile tenezzül etmeyen, özel sektör patronlarına.. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu'' demezler mi adama hiç?

   ''Gençler! Cesaretimizi destekleyen ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim ve anlayış ile insanlık yüksek karakterinin, vatan sevgisinin, düşünce hürriyetinin en kıymetli örneği olacaksınız. ''

Konuşmanın bu bölümünü tekrar tekrar okuyor ve her seferinde, sonuna ''Tabi izin verilirse'' cümlesini istem dışı bir biçimde ekliyorum. İstisnalar yok mu diye soracaksınız. Var elbet...

   Özel Sektör Gönüllüler Derneği (ÖSGD) tarafından, özel sektördeki gönüllülük çalışmalarını destekleyerek yaygınlaşmasını sağlamak ve toplumda fark yaratan iyi örnekleri ödüllendirmek amacıyla 2007 yılından bu yana verilen ‘Gönülden Ödüller’ bu yıl 29 Mart 2016 günü düzenlenen törenle sahiplerini bulmuştu. Takip edenler bilir; şirket yöneticileri, gönüllüler, sivil toplum kuruluşları ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleşen organizasyonda,  Jüri Özel Ödülü olarak; Örnek Gönüllülük Deneyimi Ödülü’nü “Anadolu Isuzu - Çocuklarla Elele Milli Bayramlar Projesi” aldı. Buyurun size istisna hem de ''lütfen bu istisna kaideleri bozsun!'' dedirtecek cinsten.

  Milli iradenin yanında olduğu mesajını vermeye çalışan hatta bunu adeta reklam unsuru olarak kullanan özel sektör patronları, bu gün ciddi bir sınavdan geçti diyebilirim. Sonuç mu? Sorgulayan beyinlere ve vicdanlara kalmış...


        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder