19 Mayıs 2017 Cuma

Ufıktaki Buzdağı


                                UFUKTAKİ BUZDAĞI


  19 Mayıs,
  Gençlik,
  Geçmiş ve gelecek,
  Geleceğimiz..

   Aklımdan bu kelimeler geçerken; gözüme, önümdeki ekranda beliren bir takım veriler takılıyor;


  • Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2017 yılı Şubat döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 676 bin kişi artarak 3 milyon 900 bin kişi olmuş
  • İşsizlik oranı ise 1,7 puanlık artış ile yüzde 12,6 seviyesinde gerçekleşmiş.
  • Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 2,1 puanlık artış ile yüzde 14,8 olarak tahmin edilmiş
  • Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 4,7 puanlık artış ile yüzde 23,3 olmuş
  • 15-64 yaş grubunda bu oran 1,8 puanlık artış ile yüzde 12,9 olarak gerçekleşmiş
  • Türkiye’de nüfusun en az yüzde 18’i yaşam boyu kaygı ve strese bağlı bir ruhsal hastalık geçiriyormuş muş muş muş....

   Liste devam ederken, az önce aklımdan geçen kelimeler tıpkı birer cam biblo gibi parçalara ayrılıyor. Tabi, zihnimin derinliklerinde..

   Şimdi başka bir görüntü var aklımda; bir buzdağı... hani, her birimizin defalarca bıkmadan izlediği, o meşhur filmdekine* benzeyenlerden!

   Buzdağlarının özgül ağırlıkları 0,9 gram/cm³, suyun özgül ağırlığı ise 1'dir... Hal böyle olunca sudan daha hafif olan buzdağlarının bir kısmı suyun yüzeyinde kalıyor. Ancak görüş açımıza girmeyi başaran bu oran, bütün bir buzdağı düşünüldüğünde sadece 1/10!! Geri kalan devasa kütle, suyun altında.. Görmüyoruz ama var! Kestiremiyoruz ama riskli!

   Sanıyoruz ki kaptanı endişelendiren şey sadece görebildiğimiz küçük bir buz kütlesi -tıpkı açıklanan işsizlik oranları gibi- ancak durum bildiğimizden de, gördüğümüzden de, açıklanandan da çok daha vahim!

   Şimdi ise bambaşka bir ses beliriyor zihnimde ve bir görüntü. Çok temiz, çok berrak ve tanıdık.... O ki;

  "Milletin bağrından temiz bir kuşak yetişiyor. Eserimi onlara bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak"diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün ta kendisi...

   Gençleri, "bugünün teminatı, yarının garantisi" olarak gören Atatürk, zihnimdeki söylevine devam ediyor;

   Gençler! Vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır. (1919)

   Eşit eğitim hakkı ellerinden alınmış, eğitim kalitesi düşürülmüş, torpil ile kariyer kelimelerinin eş zamanlı kullanıldığı bir toplumda yetişen, işsizlik ile mücadele eden, gelecek kaygısı altında ezilmemek için savaşan, fikirleri hiçe sayılan, tüm bunlara isyan ettiği vakit toplum tarafından hor görülen.... ve ne yazık ki; göz göre göre rotasını buzdağına çevirmiş gençlerin enerjisine!


   Tüm bunları düşünürken yine bir şeyler çatırdamaya başlıyor içimde, bu sefer dilim varmıyor parçalara ayrılıp, git gide silikleşen görüntüyü anlatmaya...

  Sonra bir cümle çarpıyor gözüme! Yine Ata'mın ağzından dökülmüş... Birdenbire; güzel bir his, içimden geçen tüm kötü senaryoları savuşturuveriyor. Belli belirsiz mırıldanırken buluyorum kendimi...;

  Eğer O, hiç düşünmeden, duraksamadan ve sesi dahi titremeksizin; 

                  
             ''Bütün umudum gençliktedir''

 demişse; umutsuzluğa kapılmak benim ne
HADDİME?


    
* Titanic



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder