11 Ekim 2016 Salı



                                  ........ YOKSUN !


   Caddeleri, sokakları süsleyen kamu spotu kıvamlı afişleri severim. Tabi mantık sınırları içerisinde olduğu müddetçe. Bir kaç gündür; evimin bulunduğu sokakta, alışveriş yaptığım süpermarketin karşısında, hastanelerin giriş-çıkış kapılarında yani insanların muhakkak göreceği her yere asılmış olan bir afiş beni oldukça düşündürdü ve itiraf etmeliyim ki bir hayli sinirlendirdi.

   Çalışma hayatı ile ilgili olan ve üzerinde ''SİGORTASIZ ÇALIŞIYORSAN YOKSUN'' yazan bu afiş her ne kadar çalışma hayatı içerisinde kayıt dışı istihdamın önüne geçmek, insanların sosyal güvenlik haklarının korumaya alınması gibi oldukça önemli konulara değinmek adına iyi niyetle hazırlanmış olsa da hazırlayan kişi ya da kişiler tarafından sorunun kaynağı biraz yanlış anlaşılmış. İşin doğrusu, bu afişi ben hazırlamış olsaydım - ki çok isterdim- afiş üzerinde şu cümleler yer alırdı;

   '' Sigortasız ÇALIŞTI-RI-YOR-SAN yoksun, Sigortasız ÇALIŞ-TI-RA-NA göz yumuyorsan Sosyal Devlet Değilsin! ''

   Çalışma hayatının rutin devinimi içerisinde meydana gelen, çalışma kural ve hukuku çerçevesi dışarısında kalan uygunsuzlukların oluşum sürecini, bir merdivenin basamaklarına benzetebiliriz.

   İlk basamakta şüphesiz ki DEVLET erki yer almaktadır. Devlet, düzenleme yetkisi ile eşitlik ve sosyal devlet ilkesine bağlı kalarak çalışma hayatını düzenlemeli ve sahip olduğu denetim erki ile, sağlanan düzenin devamlılığını, disiplinli bir şekilde kontrol etmelidir. Burada şahsi fikrimi de tüm açıklığı ile belirtmek isterim; çalışma hayatı içerisinde mutlak düzenin sağlanması için kesinlikle, devletin düzenleyici kurallarını daha ağır cezai yaptırımlar ile uygulanması zorunlu bir hale getirmesi gerekiyor. Sanırım bizler ancak katı kurallar ve sıkı bir denetim ile disiplin sağlayan bir milletiz. ''Saldım çayıra mevlam kayıra'' diyerek çıktığımız yolun sonu ne yazık ki bizim için bir anda KAOS ortamına dönüşebiliyor.

   Gelelim merdivenin ikinci basamağına... İkinci basamakta ise, İŞVEREN yer alıyor. Ülkede yatırım yapıyor, ülke ekonomisine katkı sağlıyor, işyeri ya da işyerleri açıyor, onlarca, yüzlerce insan çalıştırıyor, yüzlerce ev geçindiriyor, ülkenin bel kemiğini oluşturuyorsun sonra da kalkıp bir takım maliyetlere katlanmamak adına sigortasız işçi çalıştırıyor ve yaptığın her şeyi kaldırıp çöpe atıyorsun. İşte bu olmadı sevgili kardeşim! Çalıştırmayacaksın! Sigortasız bir tek işçi ÇALIŞTIRMAYACAKSIN! Denetlensen de çalıştırmayacaksın, denetlenmesen de...

   Merdivenin üçüncü basamağında, sosyal çevre yer alıyor. Medya, müşteriler, tedarikçiler... İşletmeleri her konuda baskılayan sosyal çevre, sigortasız işçi çalıştırılması konusunda da üzerine düşen görevi yaparak, işletmeleri büyük bir baskı ile karşı karşıya bırakacak. Bırakacak ki işletmeler, sigortasız çalıştırdıkları her bir işçinin karşılığında daha fazla para, itibar ve güven kaybedeceğini öğrenecek.

   Geldik merdivenin en son basamağına yani kendisine gelene kadar atlanmış her bir kuraldan en çok etkilenen, hakları üzerinde en az söz sahibi olan ''ÇALIŞANA''. Tüm çabası evine ekmek götürmek olan bir çalışan, ailesinin geçimini tek başına üstleniyorsa, başka bir iş bulma gücü de yoksa kendisine sunulan her şartı bir çare kabul ederek çalışacak ve çalışmaya devam edecektir. Siz istediğiniz kadar ''Sigortasız çalışıyorsan YOKSUN'' diye uyarın, o sizi duymayacak, afişlerinizi görmeyecek, görse dahi gülüp geçecektir - benim gülüp geçtiğim gibi- Çünkü siz; daha en başında tüm basamakları atlayarak, bütün hesabı kendisine kestiğiniz zaman yok saydınız onu!

   Haaa bu arada, kişisel olarak sosyal medya üzerinden verdiğim tepkiler dikkate alınmış olacak ki, söz konusu afişler bir bir billboardlardan indiriliyor. Keşke hiç asılmasaydı... Keşke hiç kimse sigortasız çalıştırılmasaydı... keşke... keşke...keşke....



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder